Kına gecesi, birçok ülkede yapılan rutin bir organizasyondur fakat Türkiye’de kına gecesi dendiğinde, çok daha farklı şeyler kendini gösterir. Çünkü bu geceler düzenlenirken amaç sadece “eğlenmek” olarak görülmez aynı zamanda gelinin baba evinde geçireceği son gece olduğu için yaşanan duygu seline tercüman olmaya da çalışılır. Kına gecelerinin en bilinen ve rutin işlerinden biri elbette gelini söylenen şarkılarla ağlatmaktır.
Hani bazen insan düşünmeden edemiyor “Neden gelin ağlatılır ki zorla?” belki de söylenen şarkıların verdiği duygusallıktan dolayı ağlar gelin ama geleneksel olarak sebebi bilinmeden bu yapılır. Hatta gelin ağlamadığında konuklar işi biraz daha ciddiyete bindirip duygusal şarkılara daha fazla ağırlık verirler. Yani eninde sonunda “yüksek yüksek tepelere ev kurulur” ve gelin ağlar… Tabi şarkılar, her yöreye göre değişir ama şimdilerde teknoloji daha yaygın olduğu için kına gecesinin yapıldığı evde sesi billur olan birinin yerine CD veya internet teknolojisi kullanılarak şarkılar söylenir. Fakat işin doğrusu bant kaydı değil, sesi güzel olan birinin şarkıları söylemesidir.
Kına gecesinin tarihi ile ilgili söylemek gereken bazı şeyler vardır. Dönemi oldukça uzun zamanlar öncesine dayanan bu gelenekten söz edilirken, İslam döneminin ilk yıllarına kadar uzandığı kaynaklarda yer alıyor. Bazı kaynaklara göre kına gecesi tarihi Hz. Muhammed (s.a.v) dönemine kadar uzanıyor bunun için bazı yörelerde kına gecesi organizasyonları genelde çarşambayı perşembeye bağlayan gece yapılmaktadır. Türklerde kına gecesinin tarihi hakkında kaynaklarda yer alan bilgilere göre ise Dede Korkut hikâyelerinde bu organizasyona dair bazı bilgilerin olduğu söylenmektedir. Yani her iki durumda da binlerce yıl öteden gelen geleneksel bir organizasyon olduğunu kabul etmek gerekir.
Kına geceleri sadece Türkiye’de düzenlenen geceler değil, bazı yabancı kültürlerde de görülmekle birlikte daha çok Türki devletlerde görülür. Kıbrıs Türkleri, Bulgar Türkleri, Gagavuz Türkleri, Azeri Türklerinde de yaygın olarak düzenlenen bir organizasyon olduğu kabul edilir. Tabi her bölgenin kendine göre ve kendi geleneklerine uygun şekilde kına gecesi düzenlediklerini de söylemek gerekiyor. Söylenen şarkılar, geceye özel olarak yapılması gerekenler vs. bölgelerin kendi örf ve adetlerine göre şekillendirilebilmektedir.
Kına gecesi nerede yapılır?
Aslında en yaygın olarak bilinen şey, kına gecesinin baba evinde yapılmasıdır yani geleneklere göre öyle yapılır. Çünkü bu gece gelin adayının babasının evinde geçireceği son gece olduğu için biraz da son defa hasretle büyüdüğü eve bakması için baba evinde yapılır ama geleneklerimiz biraz asimilasyona uğradığı için biraz da zamanın şartlarının değişmesinden dolayı artık daha farklı yerlerde de organizasyonlar yapılabilmektedir. Düğün salonunda, otellerde, açık mekânlarda yapılabilen kına gecesi, biraz daha profesyonel iş çıkartmak isteyenler için ise organizasyon firmalarından destek almak en mantıklısıdır.
Geleneksel kına gecesi
Anadolu’da kına gecesi düzenlenirken biraz daha farklı ritüeller uygulanır. Mesela gelin adayı her zaman giydiği kıyafetle davetlilerin karşısına çıkmaz veya saradan bir abiye giyerek de çıkmaz. Özel olarak bu gece için tasarlanan bindallı kıyafetleri, kına gecelerinin baş tacı olarak değerlendirilir. Her ne kadar moda dünyası yeni ve farklı seçenekler sunsa da geleneksel kına gecesi düzenlemek isteyenlerin bir bindallı kıyafeti, üzerine pelerin giymeleri daha uygun kaçmaktadır. Genellikle kırmızı veya bordo renginin kullanıldığı kıyafetler, şimdilerde daha farklı renk seçenekleriyle de görülebiliyor. Yani zevkler ve renkler, modern dünyaya göre şekillendiği için bu konuda ısrarcı davranmak yerine gelin adayının kendi zevkine bırakmak en doğrusu olacaktır.
en çok tuhafıma giden şey gelinin zorla ağlatılması 🙂 çok güzel bir tarihçeye ait. adetlerimize sahip çıkmamız gerekiyor.